TÜRKİYE, RUSYA, İRAN, KÜRTLER, ABD VE BATI
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 12 Kasım 2017
İnkâr edilemez bir gerçek olarak ABD Ortadoğu’da 25 yıldır yeni planlar ve devletler kurma peşindedir. Saddam’ı Kuveyt’i işgal etmesi konusunda kışkırttıktan sonra Körfez Savaşını başlatmış, ardından Afganistan’ı işgal ederek planlarını bir bir gerçekleştirmeye başlamıştır.
Kürtler, tarih boyunca Batı tarafından kullanılan bir kavim olmuştur. Önceleri Osmanlı’yı sonra Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi terbiye ve kontrol etmek için kullanılmışlardır. Batı, asla Kürtlere devlet kurdurmayı kesinlikle düşünmemiştir. Amaçları Özellikle Türkiye’yi tehdit etmek olduğu kadar İsrail’i güven altına almaktır. Kürtler dindardır. Eğer devlet kurarlarsa şu anda İsrail’le yanyana görülseler bile gelecekte İsrail’e tehdit riski taşımaktadırlar. Batı ve ABD Kürtlerin ümidini daima diri tutarak hem onları ve hem de çevresindeki ülkeleri kontrol altında tutuyorlardı. Zaman zaman da İran ve Suriye de Kürtleri kullanarak Türkiye ve Irak’a karşı kullanmışlardır.
ABD ve Batı, son referanduma kadar bu planlarını başarıyla uyguladılar fakat referandumla birlikte kendileri açısından geri dönülmez bir hata yaptılar. İran, bağımsız bir Kürdistan’ın gerçekleşme durumuyla ciddi olarak karşılaşınca işin vahametini kavramış ve Türkiye’den de önce tedbirler almıştır. Ayrıca Trump’ın İran’ı düşman ilan etmesiyle kendisine destek ittifaklar aramaya başlamıştır. İran, Suriye’de Rusya ile beraber Esed rejiminin yanında yer alırken PYD ye göz yummuş ve Rakka’nın PYD tarafından işgaline sessiz kalmıştır. Fakat referandum sonrası büyük Kürdistan devleti tehlikesini görünce Esed kanalıyla PYD nin Rakka ve Deyr Zor’dan çekilmesini istemeye başlamışlardır.
Suudi Arabistan’daki son gelişmeler İran üzerindeki tehdidi arttırmıştır. Bütün bu gelişmeler Türkiye ve Rusya tarafından da yakın takip edilmekle kalınmamış birlikte askeri operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Rusya, ABD nin Ortadoğuda tek güç olmasına karşıdır. Türkiye referandumla birlikte Misakı Milli sınırlarını dillendirmekle kalmayıp bu sınırlara ve Türkmenlere mutlak sahip çıkacağını ve bunun bir beka meselesi olduğunu ilan etmiştir.
İşte bu noktada ABD ve Batı şapkayı önüne koyup ciddi ciddi düşünmeye başlamıştır. Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ABD ye gitmiştir. Öncesinde suni ve bana göre kamuflaj olan vize krizi öne çıkarılmış ve yapılacak yeni operasyonlar ve planlar alttan alta gelen ABD heyetleriyle olgunlaştırılmıştır. ABD gezisi ardından sayın cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan Rusya gezisine ve ardından Ortadoğu ziyaretlerine çıkacaktır. Türkiye, ABD, Rusya ve İran’la bir denge ve kazan kazan stratejisi uygulamaktadır. Sonucunda:
1- Hem Suriye’de ve hem de Irakta Kürt kartının kullanılmasını sona erdirecektir. Bunun sonucu olarak sayın cumhurbaşkanının 10 Kasımda dillendirdiği Afrin operasyonu gerçekleşecektir. Ardından İran’la birlikte Kandil ve Irakla birlikte Sincar operasyonu yapılarak ayrılıkçı terörist örgütler bitirilecektir.
2- Irakta Kerkük özel bir statüye kavuşurken Musul Türkmenleri güven altına alınacaktır.
3- Bununla birlikte Türkiye İran ve Suudi Arabistan arasındaki olaylarda tarafsız kalacaktır. Bu sayede ABD ve İsrail yanında yer almazken İran’la cepheleşmeyecektir.
4- Rusya, Esed rejiminin devamıyla Ortadoğu’da kesin yerleşmiş alacaktır. Rusya’nın Suriye’deki varlığı İran’ın hâkimiyetini de engelleyecektir.
5- Irak ve Suudi Arabistan ABD kontrolünde kalacaktır.
ABD ve batının kurduğu tuzaklar Allah’ın kurduğu tuzaklar karşısında bozguna uğrayacak ve Türkiye’nin ufku açılacaktır.
Mısır, Libya ve Tunus’taki halkın üzerindeki artan Türkiye nüfuzu gelecekte bu ülkelerinde Türkiye ile birlikte hareket etmesini sağlayacaktır.
Aynen Ulu Hakan Abdülhamid Han gibi sayın cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan bu yolda Allah’ın inayetiyle başarıyla yol almaktadır. Bu sebeple bu stratejiyi yok etmek için ABD sayın cumhurbaşkanımızı mutlak ortadan kaldırmak istemektedir. Bunu Abdülhamid Hana karşı başardılar. Fakat milletimizin 15 Temmuzda şahlanışı ve reisi uğruna şehadeti göze almasıyla inşallah başaramayacaklardır. Allah inananlarla beraberdir. Sefer bizim zafer Allah’ındır.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 12.11.2017