TÜRK YUNAN DOSTLUĞU ÜZERİNE KÜÇÜK BİR HİKÂYE

Malum Türk ve Yunanlılar arasında tarihi bir husumet vardır. Her iki ülkenin büyükleri yani Türkiye ve Yunanistan devlet ricali bu husumeti ortadan kaldırmak için bir dostluk etkinliği tertip etmişler ve her iki halkın içinden heyetler oluşturmuşlar ve karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmişler. Türk heyetinin başına da beni atadılar.
Bu çerçevede ilk ziyareti biz Yunanistan’a gerçekleştirmek üzere gittik. Bizim heyette halkın içinden köylü Mehmet ağalar seçildi. Ama gerçekten hepsinin adı Mehmet. Amaç Mehmetçiği ve İstanbul fatihi Fatih Sultan Mehmet’i hatırlatmak.
Neyse hep beraber Yunanistan’da bir meydanda karşılandık. Karşılamada etekli Yunan askerleri var. Bir o yana bir bu yana bacaklarını kaldırarak gidip geliyorlar. Sözde bize güç gösteriyorlar. Bir de baktım bizim Mehmet ağalar kıkır gülerek söyleşiyorlar. “Ula göriymisin karşımıza çıkacak erkek asker bulamamışlar kadın asker çıkarmışlar” diyorlar. Döndüm bunlar erkek milli kıyafetleri bu deyince “desene arkalarına bakmadan bu sebeple karı gibi kaçmışlar” demezler mi!
Karşılamada halk oyunları ardından kürsü kuruldu ben konuşmak üzere kürsüye çıktım. Mehmet ağalar yanımda. Arkamızda güvenliği sağlamak için polisler, ellerinde ağzı köpüklü zincirli köpekler. Amaç bizi korkutmak. Çünkü Yunan topluluğun önünde değil bizim arkamızda duruyorlar. Bir ara çaktırmadan baktım köpeklerin zincirlerini yere sabitlemişler. Ben “aman köpeklerinize sahip çıkın, malum genlerinde köpeklik vardır” diye lafı kondurdum. Artık nereye çekerlerse çeksinler.
Kürsüye çıktım kaynaşmak ve kucaklaşmak gerektiğini kültürel faaliyetlerin ve spor müsabakalarının bunun için çok gerekli olduğunu söyledim. Bir anda Yunanlılar arasında bir uğultu. Fener Panathiakos sesleri, gergin bir durum. Hiç aklıma gelmedi Fenerbahçe Panathikos maçı. Malum bizim basın Yunanı denize döktük onların basını da aynı ruh halinde yayınlar yapmışlardı. Ortak tarihten bahsedeceğim yine bir uğultu bu defa gerçek denize dökülüş ve İstanbul’un fethi geldi akıllarına. Meğer hiç akıllarından çıkmıyormuş. Ne dediğimi, ortalığı karıştırmadan nasıl bitirdiğimi bilmiyorum. Çok şükür selametle bitirdik.
Bizim ziyaretin ardından Yunanlıların ziyareti başladı. Biz de bir meydanda karşıladık. Efelerle karşıladık. Bellerde tabanca, kamalar cepkenler. Yunanlılarda yine gözlerinde bir ürküntü. Yine akıllarda, Yörük Ali, Çakırcalı Mehmet efe, Atçalı Kel Mehmet efeler canlanmış. Bu ruh halinde efeler kollar açılmış kartal gibi. Bir ara ortada toplanıyorlar ardından heybetle bir dönüşleri ve tek ayak üzerinde sıçrayışları var Yunanlılar bir anda birkaç adım geriye kaçtılar. Velhasıl bu havada Yunanlı konuşmacı çıktı konuşacak fakat ne diyeceğini bilemiyor. Tarih diyemiyor, kültür diyemiyor dört yüzyıl bizim hâkimiyetimizde kalmışlar, spor diyemiyorlar. Bir taraftan efelerin oluşturduğu korku. Dizleri titreyerek kemküm etti. Bitirdi ama adam da bitti zavallı.
Bir dostluk etkinliği de böylece tamamlandı.
Şimdi birçoğunuz helâl olsun diyerek karşılarken bir kısmınız da olmaz böyle şey diyorsunuzdur. Doğru olmadı böyle bir şey. Benim ki devlet adamları bir etkinlik düzenlerse böyle olur demek için bir (mizah)sen. Tabii siz nasıl anlarsanız o.
Fakat halkın gerçek durumuna bakarsak, Türkler gitmese Ege adalarında açlık kol geziyor. Yunan hükumeti ve Çipras aman vize mize gerekmez gelin diye bize, vizeyi kaldırın diye AB ülkelerine yalvarıyor. Yunanistan sanki bize buralar zaten sizindi, istediğiniz gibi gezin tozun diyor. Ada halkları ama gelin hatta gitmeyin burada kalın diye yalvarıyor. Bıraksalar Türkiye’ye iltihak edecekler.
Eh benden bu kadar anlayan anlamayana anlatsın.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 02.06.2017
Güzelbahçe Belediye Başkan Adayı
İzmir 1. Bölge milletvekili A. Adayı

Yorum Yaz