İNSAN

İnsan, tanımını yap dediğimizde herkesin kendi inancı ve düşüncesine göre bir yanını tarifleyeceği fakat hiçbir tanımın tek başına yeterli olmayacağı dünyanın efendisi. İnsanı tanımlayan birkaç görüşü dile getirirsek:

1-İnsan düşünen hayvandır.

2-İnsan konuşan hayvandır.

3-İnsan ayakları üzerinde dik durabilen ve yürüyen hayvandır.

4-İnsan maymundan gelişmiş bir hayvandır.

5-İnsan bunların hepsini birden taşıyan hayvandır

Bunlar gibi insanın hayvani yönünü belirten birçok tanım yapılabilir ve yapılmaktadır.

Fakat en önemli nokta insan hayvanmıdır? Yoksa başlı başına kendine özgü yaradılış özellikleri olan bambaşka bir canlımıdır?

İnsanın özelliklerini şöyle bir gözden geçirdiğimizde; duyguları olan, gülebilen, ağlayabilen, konuşabilen , plan yapabilen, düşünebilen, alet kullanabilen vb. birçok özellik belirtilebilecektir. Fakat bu özelliklerin hemen hepsi az veya çok hayvanlarda da vardır. Mesela köpekler sevinir, sevilmek ister, özler, ağlar, av için plan yapar, basit bir kısım araç kullanabilir, kendilerine göre dilleri vardır vb. O zaman insan hayvandan bu şekilde de tam ayrılamayabilir.

Hayvanlar ihtiyaçları olmadıkça ne birbirlerine, ne başka hayvanlara ve ne de çevreye zarar vermezler. Peki insanlar? Zevki için öldürür, acı verir, her türlü kötülüğü yapabilirler. Bu durumda da insan, hayvandan daha az gelişmiş bir aşağılık varlıkmıdır?

Gerçekte insan nedir? İnsan, ruhu olan, aklı olan, düşünebilen, muhakeme edebilen, iyiyi kötüyü değerlendirebilen, kurallar koyabilen, önceyi sonrayı kavrayabilen, merak eden ve devamlı araştırabilen, öğrenebilen ve öğretebilen ve bunların sonucu hesap vermeyi hak eden ayrıcalıklı, özel olarak yaratılan, bütün evrenin özelliklerini üzerinde taşıyan eşref-i mahlukat ve dünyada yaratıcının halifesi olan canlı varlıktır.

            İnsan kendisine verilen bu ayrıcalıklar sayesinde eşref-i mahlukat adını hak edebileceği gibi, hayvanlardan çok aşağı bir seviyeye de inebilir. İnsanın en önemli özelliği iradesidir. Bu iradesi sayesinde yerini belirleyecektir. Bu en önemli ayrıcalığı sebebiyle de hesaba çekilecektir. Taşıdığı ruh ve bu iradesi insanı hayvandan ayıran başlı başına ayrı bir canlı olmasının en önemli göstergesidir. Ayrıca öldükten sonra ruhu sayesinde ahiret gününde tekrar yaratılacak olan yegane canlıdır. Yani cennet ve cehennemin dünyadaki tek temsilcisidir.

            İnsan iradesi sayesinde çok aşağılık bir varlık olabileceği gibi melekler üstü bir merhaleye de ulaşabilir. Bilindiği üzere meleklerin iradesi yoktur. Bu sebeple irade insanın meleklere karşı da bir üstünlüğüdür.

İnsan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Yani aklı ve iradesi sayesinde Allah’ın bütün ilimlerini keşfedebilir ve kullanabilir. İnsanlığın bütün keşifleri kendisinin yaptığına değil mevcut olanı bulmaya dayalıdır. Aynen mevcut olan Amerika kıtasının bulunması gibi. Suyun kaldırma gücünü insan kendisi oluşturmamıştır. Mevcut olan Allah’ın koyduğu bu fizik kuralını tesbitle gemileri yapabilmesi, hava basıncını keşifle uçakları yapması birer örnektir. İnsan bu şekilde Allah’ın güç ve kudretinin müsaade edilen kısmını kullanabilmekte ve halife ünvanını almaktadır.

Sonuç olarak ruh, akıl ve irade kimi insan için büyük bir meziyet ve armağan,  uygun (emredilen şekilde) kullanmayan için ise büyük bir ezaya sebep ve aşağılık seviyesine indiren  bir ayrıcalıktır.

Ya cennet ya cehennem, ya eşref-i mahlukat ve halife ya da zelil bir yaratık.

Siz ne ve nerede olmak istersiniz?                   30.07.2008

      Dr. Cengiz sandıklı

Yorum Yaz