BEBEĞİMİZİN GELİŞİM DÖNEMLERİ
Posted in TIBBİ BİLGİ on 18 Ağustos 2017
YENİDOĞAN DÖNEMİ
Bebeğimizin ilk ayı yenidoğan (neonatal) dönemi dediğimiz dönemdir. Bu dönem hayati önem taşır. Gebelik ve doğum anıyla çok ilişkilidir ve bu dönemde oluşacak çeşitli olaylar ölümle sonuçlanabileceği gibi, hayatın ileriki dönemlerine taşınacak izler taşıyabilir.
İlk aya uyku dönemi de denebilir. Bu dönem anne karnından dış dünyaya alışma dönemidir. Bu sebeple bu ilk ayda bebeğimiz beslenme ve ihtiyaç anları hariç uyku halindedir. 24 saat uyur.
Bu dönemde refleksler hayati önemdedir. Bu refleksler özellikle nörolojik değerlendirme açısından önemli olduğu kadar hayatı idame ettirme açısından önem arzeder.
Bu refleksler; emme (ağza dokunulduğunda emmek), arama (yanağına dokunulduğunda ağzını o yöne çevirme, moro (herhangi bir ses veya ani harekette sıçrama hareketi, yakalama (avuç içine dokunulduğunda yakalama hareketi). Her iki kolda simetrik açılma ile görülür. Tek taraflı olduğunda olmadığı tarafta kol sinirinin zedelenmesi söz konusu olabilir) gibi refleksler bebeğimizin beyin sağlığını gösteren önemli reflekslerdir ve bilinç dışıdır.
“Bebeğimin sefasını nasıl sürerim bunun sırrı nedir” başlıklı yazımda ilk aya ait yapılması gerekenleri yazdım. Bu dönemde belirttiğim işlemlerin uygulanması sefaya, aksi yapılanlar ise hem bebek ve hem de anne ve aile için cefaya dönüşür.
2 AYLIK DÖNEM
Bu dönem görme ve öğrenme dönemidir. Bebek birinci ayın sonundan itibaren insan yüzünü seçmeye başlar ve etrafını izler. İşte bu öğrenmenin başlangıcıdır. Bu dönemde bebeğin huzurlu olması çevre ile ilgisini arttıracak, öğrenme ve dolayısıyla zekâsını daha erken zamanda geliştirmesini sağlayacaktır. Huzursuz, hırçın bedeniyle ilgili sorunları dolayısıyla (bebeğimin sefasını nasıl sürerim, bunun sırrı nedir başlıklı yazımda belirttiğim sorunlar) bebek çevresiyle rahat ve bilinçli ilişki kuramayacak, öğrenmesi geciktiği gibi daha başlangıçta çevresiyle sorunu olan bir kişilik yapısına sahip olacaktır.
Bu dönemde bebeğin öğrenmesi için ikinci gereken gördüğü çevre alanını genişletmektir. Bunun için bebek uyanık olduğu dönemde 35-45 derece eğimli ana kucağına veya zemine yatırılmalıdır. Bu sayede bebek etrafındaki kişi ve objeleri rahatça görecek ve ilişki kurabilecektir. Bebek ne kadar çok obje, renk ve ses görebilirse o kadar çok öğreneceğinden ve en çok objeyi televizyonda göreceğinden 3 metrede yakın olmamak üzere televizyon açık ve bebeğin görüş alanı içinde olmalıdır. Bebek televizyondan gelen uyarılara ilgisi ile izleyecek çok daha kısa sürede daha fazla şey öğrenecektir. Yanılgı şudur. Bebek bu dönemde ya televizyona bağımlı olursa? Bu dönemde bağımlılık olmaz aksine çevre ve uyaranlara ilgisini arttırır. İki yaş civarında ise televizyon, tablet vb cihazlar çevre ile ilgisini keserek bağımlı hale getirir. Bu sebeple iki dönem farklı özellikler taşır.
Bebeğin bu dönemde uyanıklık süreleri artacak, uyku süreleri giderek azalacaktır. Unutmayın bebek uyanık kaldığı sürece öğrenebilecektir. Bu sebeple uyanık olmak yemek içmek gibi hayati bir ihtiyaçtır. Bu dönemde bebeğin uyku ve uyanıklık dönemine müdahale edilmemeli, bebek zorla uyutulmaya çalışılmamalıdır. Aksi halde bebe uyumak istemeyeceği için sizlerle kavga haline gelecek ve uykudan kaçma psikolojisiyle her uykusu geldiğinde hırçınlaşacaktır. Lütfen bırakın bebeğiniz uykusu geldiğinde kendisi uyusun. Uyuyan bebeği 5 saate kadar lütfen uyandırmayın. Dediklerimi yaparsanız bebeğinizin bu sürelerde uyuduğunu dolayısıyla uykusunu yeterince alacağını göreceksiniz. Giderek bebeğin gündüz uyuma süreleri azalacaktır. Zaman zaman yarım saatlik uyku yetecektir. Az uyudu uyutalım demeye kalkmayın. Bebek uyumadan nasıl büyüyecek endişesi yerine, hırçın bebek ve uyuyan bebek öğrenemeyecektir bilincinde olalım. Hepinizin çevrenizde gördüğünüz gibi zorla uyutulmaya çalışılan bebeklerin anneleri bebek uykusu geldiği zaman çok ağlıyor ve hırçınlaşıyor derler sebebi budur.
Bu dönemde huzurlu ve mutlu olan bebek çevresiyle daha fazla ilgileneceğinden zekâsını daha erken devrede gelişecek, buna bağlı olarak daha erken bilinçli gülümseyecek ve agulayacaktır. Bu dönemde çocukla basit seslerle gülerek konuşulmalıdır.
Bu dönemde bebekler ellerini ağızlarına götürmeye başlarlar bu tamamen normaldir. Kesinlikle buna engel olunmamalıdır. Yine bu dönemde ağızlarından salya ve tükürük akacaktır. Bu da normaldir ve hastalığa delalet etmez.
Bebeğinize halen bir defada tek göğsünüzdeki sütünüz yeter. Bu özellikle ikiz bebeği olan anneler için önemlidir. her bebeğe bir göğsü vererek 2,5-3 ay tek göğüs bir bebeğe yetecektir. Sakın mama ve başka bir şey vermeyin ve bebeğinizi 3 saatten önce emzirmeyin ve beslemek için uyuyorsa 5 saate kadar uyandırmayın. Unutmayın göğsünüzdeki süt miktarı arttı ve 20-25 dakika emen bebeğin midesi 3 saate kadar boşalmayacaktır. Halen emme ve arama refleksi olacağından bunlara bakarak acıktı kaygısıyla emzirmeye kalkmayın.
Bu dönem kolik ağrıların dönemidir ve bu konuda “bebeğimin sefasını nasıl sürerim bunun sırrı nedir” başlıklı yazımda değinmiştim. Lütfen dikkatlice okuyunuz.
3 AYLIK DÖNEM
Bu ayda bebeklerinizin çevresi ile ilgisi daha da artacak tepkileri bilinçli hale gelecektir. Tepkilerin bilinçli hale gelmesi zekânın kullanılması demektir. Yani yaptığınız güzel bir hareketi, gülüşünüz, tatlı bir sesle konuşmanız bebek tarafından değerlendirmeye tabi tutulacak ve neticede bu hareketlere gülmeyle karşılık vermesi kararını verecek bilinçli gülecektir. Bu dönemde bilinçli korkular da başlayacaktır. Bu ayın sonuna doğru kıkırdayarak sesli gülmeler başlayacaktır. Yine korkularında da ağlayacaktır. Bu davranışlar huzurlu bebeklerde, çevresiyle daha erken ve bilinçli ilişki kuran bebeklerde daha erken, huzursuz kendi bedeniyle uğraşmaktan çevresi ile ilgi kurmakta zorluk çeken bebeklerde daha geç başlayacaktır. Yani bebeğin huzurlu olması zekâsının daha erken gelişmesini sağlayacaktır. Bu sebeple ”bebeğimin sefasını nasıl sürerim bunun sırrı nedir” başlıklı yazımda belirttiğim uygulamalara riayet zekânın da erken gelişmesini de sağlayacaktır. Bu dönemde bebek anneyi tanımaya da başlayacaktır.
Bu dönemde tek göğüsteki anne sütü bebeği doyurmaya yetmeyeceğinden beslemede ikinci göğüse geçme gereği olacaktır. Fakat özellikle her defa da başlanan göğüs değiştirilmelidir. Bu sayede her göğüs tam boşalacaktır. Özellikle ikiz bebeği olanlarda ikibuçuk aya kadar her bebeğe tek göğüs yetecekken artık tek göğüs yetmeyecektir. İşte bu dönemde ikiz bebeği olan anneler ek beslemeye geçmek durumundadır. Bu durumda da asla mama verilmemelidir. Mama yerine bebeğimize evimizde mayaladığımız yağı alınmış sütten yapılan yoğurt temel gıdamız olacaktır. Yoğurdu sade, taze ve kendi hazırladığımız meyva karışımlarıyla ve pekmezle karıştırarak verebiliriz. Burada kaşık beslemesi önemlidir. Bebeği yaklaşık 45 derece eğimli yatırarak kaşıkla beslemek veya enjektörle ağıza vermek gerekir. Biberon vermekten kaçınılmalıdır. Çünkü bebek biberona çabuk alışabilir ve anne göğsünü terkedebilir. Bu dönemde bebeğe 24 saat içinde kilo başına 125 mililitre besleme gerekeceğinden ve bebek her 3 saatte besleneceği gözönüne alındığında o öğün 24 saatlik toplam miktarın 8 de biri verilmelidir. İkiz bebeklerde bir öğün bir bebeğe sadece annesütü verilirken (iki göğüs birlikte), o öğün diğer bebeğe günlük yoğurt, taze meyva püre veya suları pekmezle karıştırılarak verilmelidir. Başlangıçta bebek o öğün hesaplanan miktarın hepsini bir defada bitirmeyebilir. Bu durumda hesaplanan miktara 3 saat içinde ulaşmak üzere azar azar bebek beslenmelidir. Şu asla unutulmamalıdır. Anne sütü üzerine başka bir gıda asla verilmemelidir. Annesütü bebeği yaratan Allah’ın anne göğsünde hazırladığı bebek için en uygun formülasyona yani 100 ml de her bir madde bebeğe özel miktarlarda bulunan bir formülasyona sahiptir. Anne sütünün üzerine herhangi bir gıda verildiğinde bu formülasyon bozulacak ve anne sütünden faydalanma azalacaktır.
Bu ayda bebeğimiz başını dik tutabilecek, ayaklarıyla bastırdığımızda basacak ve yüzüstü yatırdığımızda elleri ve kollarıyla omuzlarını yerden kaldıracak ve başını geriye doğru dikleştirecektir.
Yine bu dönemde bebeğimiz daha çok agulayacak ve sesler çıkaracaktır.
Bu dönemde yenidoğan refleksleri zayıflayacaktır. Aranma çok az bebekte görülecektir.
4-6 AYLIK DÖNEM
Bu dönem, hayatımızda çok önemli bir dönemdir. Sosyalleşme ve “ben varım, ben buradayım” dediği bir dönem olduğu gibi, 6 aylıktan sonra anne sütü bebeğimize tek başına yetmeyeceğinden 6 ay sonrasına hazırlık dönemidir.
Bu dönemde, bebeğimiz artık çığlık atarak bizlere seslenir, yalnız kalmak istemez. Yüzüne baktığımızda gülücükler atarak bizlere ilgisini ve ilgi istediğini gösterir. Sesli kıkırdayarak güler. Her şeyiyle ilgimizi üzerine çekmeye çalışır. 5,5 aylık olunca, daha önce her iki elini simetrik olarak kullanan bebeğimiz artık tek elini eşyalara bilinçli olarak uzatır ve objeleri tek eliyle tutar. Objeleri bir eşinden diğerine geçirebilir. Her tuttuğu objeyi ağzına götürür.
Bebeğimiz bu dönemde destekli oturabilir ve doktorun muayenesi sonucu gelişim sorunu yoksa miadında doğan bebekler bu dönemde destekli oturtulmalıdır. Oturma, bebeğin önemli bir büyüme ve gelişme hareketidir. Yürüme kadar önemlidir. Çevresi ile çok daha rahat ilişki kurabildiği gibi ellerini çok daha rahat kullanır. Bebeğimizi artık mama sandalyesine ve koltuk köşelerine veya kucağımızda yanlarına destek koyarak oturtmalıyız. Özellikle bebeğimizi yemek sırasında mama sandalyesinde yanımızda oturtmalıyız. Bu, ben varım diyen bebeğimize evet varsın ve senin artık ayrı bir yerin var diyerek ayrı bir birey olarak gelişmesini, sofrada aile bütünlüğü içinde ayrı bir birey olmanın farkındalığı ve bilincini geliştirmesini sağlayacaktır.
Bebeğimiz artık annenin hayati değerde olduğunu idrak eder ve buna bağlı olarak ya annem olmazsa düşüncesi ile anneyi kaybetme korkusunu yaşamaya başlar ve bu sebeple geceleri sık uyanmaya ve “anne buradasın gitmedin değilmi” korkusuyla ağlamaya başlar. Anne aç olduğunu düşünerek bebeğini emzirir. Fakat bebek memeye bir iki dokunur annesinin sıcaklığını ve varlığını hissederek uyur fakat 1-2 saat sonra tekrar ağlayarak uyanır. Bu korku 20-24 aya kadar sürer. Çalışan annelerde daha uzun sürer. Anne sütü vermek yani emzirmek bebeğin bu korkularını yenmesini sağlar ve sonunda “canım annem beni çok seviyor, beni asla terk etmez” güvenini yaşayarak hayata atılır. Bu sebeple 20-24 ay anne sütü vermelidir. Bebeğimizin bu uyanmalarını asla açlık diye değerlendirmemek gerekir. Genellikle anneler bebeğim aç diyerek mama vermeye kalkmakta bebeklerine en büyük zararı vermektedirler. Bu düşünce anne sütünü bırakmaya kadar gidebilir. Genellikle bu uygulama ile bebeklerde inek sütü alerjisi başlar. Bu sebeple hiçbir şekilde mama düşünülmemelidir. Mamaların hepsinin inek sütü olduğu unutulmamalıdır.
Artık bebeğimiz, açlığını tokluğunu, susuzluğunu bilir ve istemediğinde ağzını kapatır ve istediğinde istediği şeye karşı atılır. Bu sebeple ek gıdalara başlarken asla ısrarcı olmadan bir kaşıkla başlayıp sevdirerek alıştırmalıdır.
Artık hafiften ek gıdalara geçme dönemi başlar. 6 aydan sonra anne sütü tek başına yetmeyecektir. Bebek 6 aylık olunca ek gıda vermeye başlandığında bebekte ağız tadı geliştiğinden ve bebek bilinçlendiğinden ek gıdayı ret etmek durumunda olacaktır. İşte yine bu durumda anneler bebeği bir şey yemiyor diye bebeğine mama vermektedir. İşte bu duruma düşmemek için bebeğimize ek gıdaya 4-6 aylık dönemde başlarız. Yukarıda belirttiğim gibi bebeğimiz mutlaka ayrı bir mama sandalyesinde sofraya oturtulmalıdır. Bu sayede bebeğimizin göz algısı ile sofra, yemek ve kaşık bilinci gelişecektir. Büyüklerini gören bebek sofraya atılacaktır. İşte bu algı ve istek derhal yerine getirilmelidir. Ayrıca yine belirttiğim gibi aile bilinci sofrada tam olarak gelişir. Çünkü aile sofrada bir araya gelmektedir. Bu şekilde bebeğimizin sosyalleşmesi sağlanacaktır. Sofraya oturtmak ve ek gıda vermek sadece beslemek değil, sosyal, ruhsal ve zekâ gelişmesi ve bizim gibi olmaya özenmesini sağlamak açısından çok daha önemlidir.
İşte bu dönemde beslemede 3 öğün besleme düzeni sofraya oturtarak bebeğe alıştırılacaktır. Bebeğimize ek gıda verirken aşağıda belirteceğim prensiplerle hareket edilmelidir.
1- Bebeğe anlattığımın dışında asla başka bir şey verilmemelidir.
2- Bebeğimize verdiğimiz ek gıdalara bir iki çay kaşığı ile başlanarak giderek arttırılmalıdır. 6 aylık olunca bir öğünde doyacak miktara ulaşılmalıdır. Ek gıdaya bu dönemde başlamanın açlıktan olmadığını amacımızın alıştırmak olduğu unutulmamalıdır. Bebeğimizin, göz algısı, ağız tadı, ağız ve tüm sindirim sisteminin alıştırılması sorun yaşamamasını ve bebeğin ek gıdaları severek almasını sağlayacaktır.
3- Soframızda oturtarak bizimle birlikte yedirmek.
Bebeğimize sabah kahvaltısında çok açık çay veya ıhlamur içine şeker yerine pekmez konularak içine bayat ekmek ufalayıp, sıcak suda bırakarak tuzunu azalttığımız ve yumuşamasını sağladığımız peyniri içine ufalayarak bir iki çay kaşığı ile başlanmalıdır.
Öğlen ve akşam bebeğimize sıvı yağla yapılmış çorbalar içine ekmek ufalayarak başlayabiliriz. Asla katı ve hayvani yağ, et suyu tavuk suyu gibi hayvani katkılar kullanılmamalıdır. Çorbanın içine ekmek yerine sulu püre şeklinde patates de katabiliriz.
Bu devreden itibaren anne sütünden sonra, aynı zamanda çok iyi bir probiyotik olan mayalı süt ürünleri yoğurt ve kefir temel gıdamız olacaktır. Her gün taze yoğurt mayalanarak, çorbalara karıştırılarak, ayranın içinde patates püresi yaparak, yoğurt içine çeşitli meyveleri karıştırarak başlanmalıdır. Kefir yine pekmez ve meyvelerle zenginleştirilerek bebeğimize içirilmelidir.
C vitamini demir emilimini arttırdığından taze meyve püre ve suları pekmezle karıştırılarak bebeğimize verilmelidir.
Yenidoğan refleksleri bu dönemde sona erer. 6 aylıktan sonra yenidoğan refleksleri devam ediyorsa beyinde sorun var demektir.
6-9 AYLIK DÖNEM
Bu dönem bebeğimizin taklit dönemidir. Aynı zamanda yeteneklerini ortaya koyduğu, çevreyle bilinçli ve istemli uyum ve ilgi gösterdiği, hareketlendiği ve bizden bağımsızlığın başlangıç dönemidir. Aynı zamanda sindirim ve boşaltım sisteminin olgunlaştığı dönemdir.
Bu dönem bebeğimiz bütün dikkatini bizim davranışlarımıza ve konuşmamıza verir. Gel gel, baş baş, alkış vb hareketleri öğrenir, ba ba, de de, ma ma vb hecelemeleri önceleri bilinçsiz daha sonraki aylarda bilinçli söyler. Bebeğimiz sofrada bizim tabağımıza bakar ve uzanır, bardaktan içmeyi öğrenir.
Bebeğimizin ilk defa bu dönemde bizimle çatıştığını ve iradesini ısrarla ortaya koyduğunu, bize hayır demeyi ve istediklerini ve sevdiğini ifade ettiğini görürüz. Bu sebeple istemediği bir şeyi zorla vermeye çalışmayalım. Yoksa kaşığı silah gibi görür ve daha baştan hayır dediğinde biz ona zorla bunu yaptıramayız ve bebek bizi yenmeyi öğrenir ve onu daha sonra eğitme noktasında zorlanırız. Yedirmek ve yaptırmak istediklerimizi sevdirerek ve oynayarak yaptırmalıyız.
Bebeğimiz bizim gibi olmak istediğinden sofrada bizim tabağımıza ve yediğimize bakacak ve isteyecektir. İşte bu dönemde bebeğimizin sindirim ve boşaltım sistemi olgunlaştığından bizim yediğimiz yemekleri kendisine verdiğimize severek ve iştahla yiyecektir.
Bebeğimize 1 yaşına kadar yumurta beyazı, 1,5 yaşa kadar bal ve daha önce söylediğim gibi 2 yaşına kadar mayalanmamış süt ürünleri (keçi sütü dâhil mama, devam sütü, süt ve sütle hazırlanmış muhallebi, sütlaç, bisküvi, bebe bisküvisi, keke, pasta, çikolata, dondurma vb) asla vermemeli bunların haricinde biz ne yiyorsak, ne tatta ve lezzette yiyorsak (dolma, pilav gibi taneli, etli ve kıymalı yemekler dâhil) vermeliyiz. Her verdiğimiz gıdayı azdan başlayarak ve açken alıştırmalıyız. Temel gıdamız anne sütünden sonra yoğurt ve kefir olmalıdır. Bebeğimize bu dönemde bunları verdiğimizde daha sonra yemiyor sorunu yaşamayız. Bu şekilde bebeğimizi sadece bedenen büyütmeyecek aynı zamanda ben de sizin gibi yapabiliyorum, yiyorum, başardım duygusuyla ruhsal, sosyal ve kişilik yönünden de büyüteceğiz.
Bu dönemde bebeğimiz desteksiz oturacaktır. Desteksiz oturduğu anda bel kontrolü sağlanmış demektir. Bu durumda bebeğimizi yürüteçe koymalı ve yürümesini sağlamalıyız. Yürümek bizden bağımsız olarak bir yerden bir yere ulaşmasını, insan olmasını (iki ayak üzerinde duran canlı), adalelerinin güçlenmesini, istediği yere giderek ve istediği objeye dokunarak öğrenmesini ve girişimciliğini arttıracaktır. Erkek bebekler için aileler yürüteç konusunda endişe etmektedir. Bu konuda endişeye mahal yoktur. Rahat olunuz.
Bu dönemde bebek ayakta tutunarak, divan kenarında arkadan düşmesini önlediğimiz takdirde önüne konan oyuncaklarla oynayacaktır. Oyuncaklarını uzanarak ancak ulaşacağı mesafeye çektiğimizde bebeğimiz uzanmak isterken sıralayacaktır. İşte sıraladığı anda bebeğimizi yürüteçten almalıyız. Çünkü yürüteç içine oturtmak için bize bağımlı olduğu bir araçtır. Hâlbuki bebek sıraladığı anda tutunup kalkabileceği divan vb objeye doğru emekleyerek veya başka biçimde ulaşacak ve bizden bağımsız olacaktır. Amacımız bebeğimizin bağımsızlığı, girişimi ve kendi başına başarma duygusunu kazanmasıdır. Bu dönemde bebeğimiz kucaktan bağımsız hale getirmenin önemi budur.
Bu dönem aynı zamanda diş çıkarma döneminin başlangıcıdır. Bu dönemde bebeklerin büyük çoğunluğu ilk kesici dişlerin alttan çıkarmaya başlar. Dişlerin bu dönemde çıkmaması ve farklı sırada çıkması da normaldir. Fakat bir çocuk hekimi tarafından kemik gelişimi yönünden değerlendirilmesi önemlidir. Bu dönemde diş faaliyetlerinin hızlandığı anlarda ağızdan salya akımı artacak, hafif ateşlenmeler, hafif kusma ve ishaller olabilecek, huzursuzluklar artacak ve iştahsızlık olabilecektir. Bunlar normaldir. Bu durumlarda beslenme alışkanlığını değiştirmeyin, daha az ve sık besleyin, istemediğinde ağzını kilitlediğinde veya başını çevirdiğinde asla zorlamayın.
Bebeğimiz artık ellerini bilinçli kullanmayı öğrenmiştir. Ona gel gel, baş baş, alkış vb hareketleri öğretebiliriz. Bebeğimiz eline verdiğimiz katı gıdaları kendisi yiyebileceğinden meyva filesi (parça koparmaması ve solunum yoluna kaçmaması için) içinde havuç, salatalık, elma, ayva, patates vb gıdaları eline vererek kendi başına yapma ve başarma duygusunu kazandırmalıyız.
Bebekler bu dönemde renk, ses, müzik vb hoşlandığı konuları belli eder. Müzikle oynar, renkli oyuncaklarla ve ya ses çıkaran ouncaklarla oynamayı sever. Kız bebekler özellikle bebeklerle oynamayı severken erkek bebekler daha çok hareketli ve ses çıkaran oyuncakları (araba vb) sever. Bebekler ses çıkarmayı ve atmayı bu dönemde öğrenir. Ellerini ve oyuncaklarını masaya vurarak, ses çıkarır, objeleri atmaktan ve kendisine takrar verip atmaktan hoşlanır. Oyuncaklarını dökmeyi, ve kova gibi şeylerin içine koymayı sever. 2-3 küpü gibi objeleri üst üste koymayı dener. At, ver, gel gibi komutları öğrenir.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 18.08.2017
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 18.08.2017