BAŞARILI OLMAK

İnsan dünyamızın düşünebilen, yeni ortamlar, fikirler, gelişimler vb atılımlar yapabilen, istediği zaman dünyanın en iyi ve en yararlı canlısı veya en vahşi canavarı olabilen bir varlık.

Canavar olmakla melek olabilme arasındaki en önemli etken yaşam gayesi ve hedefleridir.

Ne için ve nasıl yaşamalıyız? Hedeflerimiz nelerdir? Bu hedeflere ulaşmak için neler yapmalıyız? Sıradan biri mi yoksa, topluma ve geleceğe faydalı, iz bırakan ve herkes ve hatta bütün insanlık tarafından daima anılabilen ve itibar gören biri mi olmalıyız?

Hayatta iyi şeyler yaptım, başardım diyebilme mutluluğunu yaşayabilmek ana hedef olmalıdır. İşte bunun için neler yapmalıyız?

1-Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için ve yarın ölecekmiş gibi ahret için çalış. Evet. Her şey  ve her hedef için ilk gereken çalışmaktır. Bir şeyleri başarırken öngörülen ve yapılan işlem ve yöntemlerde ana etmen nedir? Burada en önemli etmen herkes tarafından saygı ve güven duygusunu oluşturmaktır. İşte bu noktada dünya ile ahret birleşmektedir. Çünkü herkes tarafından saygı ve güven duyulmasının gerek şartı dürüst, ahlaklı olmak ve kul hakkını gözetmektir. Bu da ahret için çalışmak demektir.

2-Bir günün diğer güne eşit olması durumunda zararda olduğumuzun farkına varmaktır. Her günün bir önceki günden farklı ve ilerde olması, bugünden yarının hedef ve planlarının yapılması gerekmektedir.

3-İlim nerede olursa olsun mutlaka ulaşmak ondan yararlanmak gerek şarttır. Fakat ana şart ilim konusunda önde olmak ve herkesin bize ulaşmasını hedeflemektir.

4-Kul hakkını mutlak gözetmek gerekmektedir. Bu konuda herkesin yanlış düşündüğü nokta, bir başkasının hakkına tecavüz olarak algılamaktır. Halbuki ille de bir başkasının hakkını yemek değildir anlaşılması gereken. Bir kişinin hayatta kendisinden beklenen görevi layığı şekilde yapmaması en önemli kul hakkına tecavüzdür. Bir temizlik görevlisi temizliği gereği gibi yapmadığında, bir makam sahibi bu kuruluşu geliştiremediğinde, bir bilim adamı ilminin gereği araştırmaları yapmadığında ve iyi öğrenciler yetiştirmediğinde ve bir devlet yöneticisi (en üstten en alt seviyeye kadar) ülkesini ileriye götüremediğinde kul hakkını gözetmemiş ve işgal ettiği görevde boşuna yer işgal ederek kul hakkını yemiş demektir. Bu nedenle, herkes benden ne bekliyor, görevim nedir ve ne yapmalıyım sorusunu sormalı ve sonunda sonuçlarını araştırmalıdır. İnsanların memnuniyetini değerlendirmeli ve dünle bugün arasında, başkaları ile benim aramda fark var mı diye araştırmalıdır.

5-Bu dünyayı terk ettiğimde geriye ne bıraktım sorusunu hayattayken sorgulamalıdır. İyi bir eser (kitap, herkesin daima faydalanabileceği teknolojik ve yapısal vb eserler), evlat, öğrenci, ilim ve kendisini daima iyi anacak insanlar  bırakmayı ve bunları yaşarken görebilmeyi hedeflemek gerekmektedir.

Bunlar başarılı olmak için mutlak şartlardır. Bunlar yüce İslam peygamberinin sözleridir. Hiç kimse bunlar dinci insan sözleri gibi suiistimallere başvurmamalı ve gerçekler karşısında diz çökmelidir.

En önemli nokta, bize böylesi önemli mesajlar veren bir öndere rağmen neden başarısız ve geriyiz sorgulamasını doğru olarak yapmak gerekliliğidir.

Cengiz Sandıklı