ATATÜRK

10 kasım 2013 tarihinde Atatürk’ü kaybedeli 75 yıl olacak. Herkes bir Atatürk tartışmasına girecek. ”O herşeydi O olmasaydı biz olmazdık, adımız Yorgi olurdu” diyenden, onu ilahlaştıranlardan, O’nu tiranlaştıranlara kadar bir dizi tartışma olacak. Bu cepheleşme içinde kimse birbirinin ne dediğine bile bakmayacak. zaten konuşanlar da, karşı taraf yerine kendi taraftarına hitap edeceğinden diğerlerinin ne dediği umurlarında olmayacak.

Ama gelin sakin bir kafayla daha tartışmalar alevlenmeden Atatürk’ü konuşalım.

1- Atatürk kimdir? Temelde bu soruyla başlamakta fayda var. Atatürk daha çocuk denecek yaşta askeri okula girmiş, cepheden cepheye koşmuş, sonuçta İstiklal savaşımıza başkomutanlık yapmış ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuş büyük bir Türk evladıdır.

2- Atatürk’ü Atatürk yapan nedenler ve kişiler kimlerdir? Öncelikle şunu asla unutmamak gerekir. Atatürk büyük Türk milletinin bağrından çıkmıştır. Birinci varlık sebebi budur. Yani Atatürk olmasaydı bu millet yok olurdu, adı Yorgi olurdu gibi safsatalar bu millete bir hakarettir. Bu millet Atatürk’ten önce de tarihin başlangıcından itibaren vardı ve tarih sonlanıncaya kadar da var olacaktır. Büyük milletler büyük liderler çıkarırlar ve büyük tarih yazarlar. Türk milletinin varlık sebebi Atatürk değil, Atatürk’ün varlık sebebi Türk milletidir.

Bu temelde sorularımıza cevap ararsak:

a- Atatürk Osmanlı’nın son zamanlarında dünyaya gelmiş ve asker olmuştur. Bu O’nun bir çok cephede savaşmasına sebep olmuş ve iyi bir asker olmasını ve askeri yeteneğini ortaya çıkarmasını sağlamıştır.

b- Atatürk saray tarafından da fark edilen ve desteklenen bir komutandır. Padişah yaverliği yapmış, padişahın desteğini almıştır.

c- İttihat ve Terakki partisi ile tanışmış ve o partinin Osmanlıyı sürüklediği yok oluşu görmüştür.

d- Bir çok cephede savaşan bir komutan olarak Osmanlı’nın mağlubiyetini ve ülkenin işgalini görmüş ve bunu asla kabullenmemiştir. Bu sebeple İstanbul’un işgalinde geldikleri gibi gidecekler demiştir.

e- Atatürk dik duran, sert karakterli ve lider vasıflı bir kişi olduğundan padişah Vahdeddin kendisine ”paşa paşa bu vatanı ancak sen kurtarabilirsin” diyerek O’nu kendi yetkilerine haiz olarak Anadolu’ya komutan olarak göndermiştir. Padişah kendisini Anadolu’ya göndermese belki de Atatürk Atatürk olamayacaktı. Fakat şu gerçektir ki Vahideddin de O’ndaki liderlik ve önderlik vasfını keşfetmiş ve kabul etmiştir.

f- Atatürk Anadolu’ya geçtikten sonra Erzurum’a geldiğinde, o devirde doğunun fatihi olarak anılan ve sevilen bir komutan olan Kâzım Karabekir Paşa Atatürk askerlikten istifa etmiş olmasına rağmen ”emrinizdeyim paşam” diyerek herkese O’nun liderliğini kabul ettirmiş ve Erzurum Kongresi ile bunu perçinlemiştir. Yani Kâzım Karabekir paşa O’nun liderliğini herkese kabul ettirmese ve O’nu tutuklasa yine Atattürk olamazdı.

g- Sivas Kongresi sonrası Atatürk’ün liderliği bütün ülkede kabul görmüş ve TBMM kurularak toplanmıştır. Burada İstanbul’daki Meclis-i Mebusan ve misak-ı milli kararları yine çok önemlidir. Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele, Kâzım Karabekir paşa ve Atatürk (İstiklal harbinin önemli beşlisi) gibi liderlerin Atatürk etrafında toplanması ve TBMM nin kurulmasına katkıda bulunması ve Atatürk’ün meclis başkanı seçtirilmesi Mustafa Kemal’in Atatürk olmasında çok önemli etkenlerdir.

Dikkat edilirse Mustafa Kemal bu zamana kadar gerçek anlamda halk tarafından bilinmemektedir. O zamanki iletişim araçlarıyla halkın Mustafa Kemal Paşayı tanıması mümkün değildir. Fakat kongreler ve TBMM sayesinde Atatürk’ün diğer liderler tarafından başkan olarak seçilmesi ve desteklenmesiyle halkın gözünde de lider ve önder olarak tanınmasını sağlamıştır. Tabii ki ordulaşma ve teşkilatlanma ile Mustafa Kemal adı herkes tarafından bilinir ve desteklenir olmuştur.

h- Batı cephesinde Yunanlılarla yapılan İstiklal savaşı, doğuda (Gazi Antep, Kahraman Maraş ve Şanlı Urfa) bizzat halkın kendisi tarafından ordu subaylarının organizasyonuyla yapılmış, İngiliz ve Fransız işgalleri sona erdirilmiştir. Batı Anadolu dışında düzenli ordu ile mücadele edilmemesine rağmen, bu bölgelerin halkı da Mustafa Kemal’i lider görmüştür. Bu bölgelerin desteği de Mustafa Kemal’in Atatürk olmasına katkıda bulunmuştur. 

3- Atatürk’le ilgili muhalefet ne zaman başlamıştır? Atatürk’e muhalefet İstiklal savaşı sırasında mecliste zaman zaman yaşanmış fakat sonuçları itibariyle önem arzetmemiştir. Ancak İstiklal savaşının sona ermesiyle, Lozan görüşmeleri ve Lozan Antlaşması ile beraber muhalefet daha ciddi bir şekilde yükselmeye başlamıştır. Özellikle İsmet İnönü ile çatışmalar (bir kısım delege Dr. Rıza Nur vb. Lozan için çok ciddi karşı çıkışlar göstermiştir) daha sonra Atatürk’e yansımıştır.

Birinci  meclisten sonra ikinci meclis kurulmuş ve Cumhuriyetin ilanı ve halifeliğin kaldırılışı ile birlikte muhalefet artmıştır. İsyanlar çıkmıştır.

Görüldüğü üzere Atatürk’ün tek başına ortaya çıkıp vatanı ancak ben kurtarırım gibi bir çıkışı olmamıştır. Bütün millet ve diğer liderlerin mücadelesi ile vatan kurtulmuştur. Atatürk olmasaydı yok olurduk fikri son derece yanlıştır. Atatürk asla inkar edilemeyecek büyük bir lider ve cumhuriyetimizin kurucusudur. Ancak çok güçlü ve büyük bir milletin ferdi olması ve etrafında vatansever cesur, bilgili ve imanlı  kendisini destekleyen bir ekibin olması sayesinde Atatürk olmuştur. Bu sebeple erinden Atatürk’e kadar bütün o kahramanları minnetle yad etmeliyiz. Allah onlardan razı olsun.

07.10.2013  Uz. Dr. Cengiz Sandıklı

Yorum Yaz