EZAN, CAMİ VE GAYRİMÜSLİMDEN FARKIMIZ KALDI MI?

                Son zamanlarda ezan sesinden rahatsız olma ve Validebağ’da cami yapılması sebebiyle yaptırmamak için eylemler aldı başını gidiyor. Bize de bu konuda yazmak düştü.

                Öncelikle bu eylemleri yapanların kişiliklerine söylemlerine baktığımızda, bu insanların bizleri, bayrağa ve İstiklal marşımıza saygısızlık etmekle suçlayan, ellerinde bayraklarla mitingler yapan sloganlar atan kişiler olduklarını görüyoruz.

Böyle bir durumda bize de bayrağımızdaki ay ve yıldızın ne anlama geldiğini ve İstiklal marşımızın mısralarını hatırlatmak düşüyor.

Öncelikle ay yıldızlı (5 köşeli) al bayrağımız cumhuriyet devrinde kabul edilmemiştir. !840 lara dayanan Osmanlı bayrağıdır. Çünkü bunlar, bayrağa cumhuriyette kabul edildiğini sanarak bu kadar sahip çıkıyorlar. Al bayrağımızın rengi şehidimizin (şehit dini bir kavramdır ve Allah Allah diye ölenlere denir, Allah’ı inkar eden şehit değildir) kanını, üzerindeki hilal (ay değil) İslam hilalini, yıldız peygamber efendimizi ve 5 köşesi de İslam’ın 5 şartını ifade eder.

İstiklal marşımıza gelince herhalde şu mısraları biliyorlardır sanıyorum.

“Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli

Ebedi yurdumda benim inlemeli”

Evet, şimdi bu kişiler Türkiye Cumhuriyetinin yılmaz savunucuları olduğuna göre cumhuriyetimizin simgesi olan bayrağımız ve İstiklal Marşımızı iyi bellemeleri ve bunların anlam ve değerini en güçlü şekilde savunmaları gerekir değil mi?

Peki, yaptıkları ne? Camiye ve ezana karşı çıkıyorlar. Bırakın karşı çıkmayı bunun içinde eylemler yapıyor, Türk polisine saldırıyorlar. Buna ne denir? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bu kişilere siz Müslüman değil misiniz deseniz üstünüze saldırırlar. Tabii ki Müslümanım derler.

Hani bir Hristiyan bir Müslümana sormuş.

-Hangi dine mensupsun?

Müslümanım.

Namaz kılıyor musun?

Hayır.

Oruç tutuyor musun?

Hayır.

Çapkınlık, karı kız?

Erkeğiz değil mi? Tabii ki olacak.

Kumar? Şans oyunları?

Kumar oynamam ama şans oyunları oynarım.

Alkol var mı?

Tabii kafayı cilalamak lazım. Akşamları iyi oluyor.

Oooo desene ben iyi Müslümanmışım.

Aynı bu hesap bir Müslümanlık. Cenazelerinde imam, bu kişi Müslüman mıdır bilmiyorum cenaze namazını kılmıyorum dese imama saldırırlar. Fakat kendileri cenaze namazı kılmayıp cemaatin kılmasını isterler. Bize, Müslümanım demeleri de yeter ancak, Müslümanların dinini yaşamak ve ezanın huşu verici sesini duymak ve camilerini yapabilmek hürriyetlerine karışmasınlar.

Bu ülkeyi, ordunun en ön saflarında abdestini alarak Allah Allah diyerek düşmana hücum edip şehit olanlar kurtardı ve kurdu. Kendileri ise kaymağını yemeye çalışıyorlar. Biz kaymak yemek istemiyoruz. Ancak dinimize saldırıya da tahammül edemeyiz.

Şunu gayet iyi bilmelidirler. Bu millet, camilerini boğazından keserek Allah rızasını kazanmak uğruna verdiği ufak büyük bağışlarla kendileri yapmaktadır.

Ezanı duymak hangi etnik kimlikte olursa olsun, her Müslümana bir İslam ülkesinde olmanın huzurunu ve mutluluğunu hissettirir. Bir yerde ezan sesi duyuyorsanız orada Müslümanların yaşadığını anlarsınız. Bilene ve hissedene ne büyük mutluluktur bu.

Biz, asla bir kişinin ne dinini ne de dinini ne kadar uygulayıp uygulamadığını sorgulamayız. Bu hesabı soracak olan Allah’tır. Ancak kim olursa olsun mukaddeslerimize söz söylenmesine de müsaade etmeyiz.

Biz isteriz ki, dünyadaki herkes bizden daha iyi Müslüman olsun. Bunun için de dua ederiz. Aynı Hz. Ebubekir Sıddık’ın dediği gibi “Allah’ım beni öyle büyüt öyle büyüt ve cehenneme koy ki cehennemde başka yer kalmasın kimse cehenneme girmesin” halisane duygularını taşır ve yaşarız.

Her Müslüman dinine saldırılmadığı sürece şefkat, merhamet ve sevgi kaynağıdır. İsteriz ki ülkemizde doğan her Müslümanın çocuğu ezan sesini duyarak büyüsün.

Sonuç olarak Mehmet Akif merhumun İstiklal Marşımızda dediği gibi:

Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli

Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

Uz. Dr. Cengiz Sandıklı      30.10.2014

 

Yorum Yaz