ERDOĞAN NE YAPIYOR, AMACI NE TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Errdoğan’ın çıktığı Balkan gezisiyle birlikte bir değerlendirme ihtiyacı oluştuğundan tam da bu kritik Yunanistan şımarıklığı üzerine bu konuyu değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Önce çevremizde ve dünyada konjoktürel duruma yani olanlara bakalım. Önce hala devam eden pandemi ve bunun meydana getirdiği sağlık ve ekonomik krizi mutlaka görmeliyiz. Pandemi süresince dünyanın tümünde çalışma hayatı sekteye uğradığından üretim durdu, ekonomiler ticaret gerilediğinden geriye gitti ve ülkelerin diğer ülkelere ve insanlara bakışları net şekilde ortaya çıktı. Aşıları batı ülkeleri satın aldı, bütün sağlık ekip ekipmanlarını kendileri ellerinde tuttu. Neticede çok basit ama önemli olarak ABD ve Avrupa’da maske krizi bile çıktı. Sağlık sistemleri hem ekonomik ve hem de ekip, ekipman ve hastaneler yönünden çöktü.
Bu safhada Erdoğan liderliğinde Türkiye sadece ben demeyen konuya insancıl yaklaşan ve dünyayı kucaklayan bir ülke olduğunu, asla sömürgeci olmadığını aksine paylaşımcı olduğunu başta Afrika olmak üzere bütün mazlum ülkelere gösterdi. Ayrıca ekonomik ve sağlık alt yapsıyla dimdik ayakta olduğunu, kendi insanını ekonomik ve sağlık yönünden zorda bırakmadan dünyada ön sırada olduğunu hem kendi insanına hem de dünyaya gösterdi. Hem de içerideki (şehir hastanelerine ne gerek var) diyen muhalefete rağmen.
Pandemi haricinde özellikle Suriye ve Irak’ta terörizme çok daha fazla destek veren ABD Türkiye içinde de terörist örgütün belini kıran, pandemiden güçlü çıkan Erdoğan’ı kendine düşman ilan etti, muhalefeti ise Erdoğan’ı devirmek için bir araç olarak görerek ve dostlarım dediği içinde PKK yönetimindeki HDPKK dahil bütün parti ve sözde liderleri öne sürdü. Seçime gidilen bu süreçte de Erdoğan’ı ve dolayısıyla Türkiye’yi zora sokmak ve avucunun içine almak istedi.
Kafkaslarda ise 30 yıl önce Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenistan yine Azerbaycan’a saldırınca Erdoğan liderliğinde Türkiye; Ermenistan’a destek olan ve askeri yönden yöneten Rusya’ya rağmen Azerbaycan’ın yanında yer aldı ve Ermenistan’ı mağlup edilerek tüm Dağlık Karabağ kurtarıldı. Üstüne üstlük Zengezur koridoru oluşturularak Türk Devletler Teşkilatı ve Orta Asya ile direk karasal ve Hazar Denizi sayesinde deniz bağlantısı kuruldu.
Bunun yanında Gürcistan ve Türkiye tek devlet gibidir. ayni Ermenistan hariç Kafkaslar Türkiye nüfuz alanıdır.
30 yıldır kurulan ve atıl durumda olan Türk Konseyini dönüştürerek Türk Devletler Teşkilatını kurdu ve ilk Ak sakallılar meclis başkanlığına sayın Binali Yıldırım’ı seçtirdi. Böylece dünyaya devlet tanımını kullanarak bütün Türk devletlerini bir çatı altında topladı. Bu birliktelik bugün siyasi, ekonomik ve yönetsel bir birliktelik iken ileride askeri birlikteliğe de dönecektir.
Bu güçlü liderlik ve güçlü askeri (milli silahlar, İHA, SİHA, uydular, savaş gemileri, denizaltılar vb) ve ekonomik alt yapıyla Akdeniz ve Ege Denizinde de ben varım dedi ve (Mavi Vatan) tanımlamasıyla Libya ile Akdeniz’de Libya ile (münhasır eknomik bölge) anlaşmasını imzaladı. Bu bölge benimdir diye BM de tescil ettirdi. Bu şekilde emperyalist batının Akdeniz doğal gazını çıkarma ve kullanma planlarını yok etti. Bu şekilde İsrail çıkaracağı gazı ulaştırmak için Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu gördüğünden Türkiye ile kucaklaştı. Aynı durum Mısır içinde gerçekleşecektir.
Mavi Vatan tanımlamasıyla Akdeniz ve Karadeniz’de doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetlerini dünyada sadece Türkiye’ye ait olmak üzere bizzat devletin sahip olduğu en üst seviyede 4 sondaj ve 2 arama gemisiyle hız verdi ve Karadeniz’de doğal gaz keşfi gerçekleştirildi ve 2023 de kullanıma alınacak. Yine Akdeniz’de Gazipaşa açıklarında Abdülhamid Han gemisiyle sondaja başladı.
Mavi Vatandan sonra Mavi Sema tanımıyla da semalarımız üzerinde de egemenlik ve hakimiyetimizi ilan ettik. Anadolu uçak gemimiz, Akıncı TİHA, Kızıl Elma, Bayraktar, Anka ve diğer İHA ve SİHA larımızla ve tümüyle bize ait mühimmatımız, yeni üretilen Siper ve Hisar gibi uzak mesafeli Yunanistan’ı direk vurabilecek ve ülkemizi sınırları dışında savunacak füze sistemlerimizle kara, deniz ve havada da çok güçlü caydırıcı askeri güce ulaştık. Hatta milli, gemi, helikopter, SİHA, İHA ve silahlarımızı dışarıya ihraç ediyoruz.Birkaç yıl içinde 5. nesil Milli Muharip uçağımız da geliyor. Yani F35, F 16 vb uçaklara bağımlılığımız ve ihtiyacımız kalmayacak.
Rusya Ukrayna savaşında Rusya’ya yaptırım uygulayan Avrupa’ya Rusya doğal gazı kesti. Avrupa kriz içinde. İşte böyle bir dönemde Erdoğan bilge liderliği ile Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri sıcak tutan her iki liderle sıcak temas kurabilen tek lider Erdoğan, tek ülke Türkiye’dir. Bu şekilde, ticaret ve turizmde ve diğer ekonomik alanlarda kriz olmadığı gibi Nükleer santral yapımı Akkuyu’da devam ediyor. Daha da önemlisi Rusya ile savaşan Ukrayna’ya Bayraktar SİHA satmamıza rağmen Rusya ile ilişkilerimiz mükemmel. Bunun sonucunda dünya tahıl krizine çözümü de Erdoğan sağladı ve BM genel sekreteri bizzat Türkçe olarak Erdoğan’ın şahsına teşekkür etti ve barışın tek ümidi olduğunu ifade etti. Artık bütün dünya insanları ve ülkeleri Erdoğan’ı şahsen ve Türkiye’yi güçlü ve barışçı bir devlet olarak tanıdı.
Bütün bunların yanında Erdoğan güçlü ve bilge liderliği ile Balkanlarda da sözü dinlenen, yön belirleyen ve güvenilen bir Türkiye varlığını öne çıkardı. Bosna Hersek içinde meydana gelebilecek iç savaşı bizzat kendisi önledi. Bosna Hersek. Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’nın hamiliğini pandemi sırasında katkılarıyla yaptığı diğer ekonomik yardım ve siyasi girişimlerle gösterdi. Bulgaristan ve Romanya liderleriyle çok yakın ve dostluğu öne çıkaran ilişkiler kurdu. Macaristan ise Türk Devletler teşkilatının gelecek üyesidir ve son seçimde aynı Türkiye’de olduğu gibi muhalif 6 partiye rağmen başarılı olan başbakanı ile adeta Erdoğan ile kardeştir. Bütün bunlar neyi göstermektedir?
Bütün bunlar Türkiye’yi önlemek, bölmek ve başarırlarsa yok etmek isteyen ABD ve emperyalist batı tarafından nasıl görünüyor? Yunanistan kendini hem Ege ve Akdeniz’de ve hemde Balkanlarda Türkiye tarafından kuşatılmış görüyor. ABD ve emperyalist batı ise Afrika’dan Orta Asya’ya, Ortadoğu’dan Kafkaslar ve Balkanlara, Ege ve Akdeniz’den Karadeniz’e, Türk dünyasından İslam dünyasına ben varım diyen, sömürüye karşı çıkan çıkarlarını yok edecek bir Türkiye ve bunun mimarı Erdoğan’ı görüyor. Yani Erdoğan onlar için en büyük ve hayati bir tehlike. Mutlaka yok edilmeli. Bunun için suikastlara, darbelere başvurdular ama yok edemediler. Son çareleri birbirinin zıttı dünya görüşü olduğunu iddia eden partileri yeni kurdurdukları piyon parti ve başkanlarıyla 2023 seçimlerinde Erdoğan’ı devirmek.
Fakat unuttukları çok önemli bir unsur var. Ben geliyorum diyen genlerinde cihan yönetme kabiliyeti olan aziz, kahraman ve imanlı büyük Türk Milleti. Liderini bulan milli ve manevi şuuru şahlanmış Türk Milletini durdurmak mümkün değildir. 2023 seçimlerinde zafer yüce Allah’ın inayetiyle Türk Milletinin olacaktır.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 06.09.2022

Yorum Yaz