SİYASETTE İHANET NEREYE VARIR?
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 21 Temmuz 2019
Demokraside halkın iradesi esastır ve bu irade siyasi partiler sayesinde ekonomi, savunma, eğitim, imar
ve yatırımlar ve hayatın her alanında yaşayış ve inanç değerlerini de kapsayacak şekilde dünya
görüşüne dönüşür, kitlelere ulaşır ve halkın teveccühü ile seçimlerle icraata ulaşılır. Yani bir siyasi
partinin halkın yönelişlerini, isteklerini, inanç ve yaşayış tarzlarını ve ideallerini devlet temelinde ve bir
devlet olma anlayışıyla iyi belirlemesi ve tüzük, program, teşkilatlarını buna göre belirlemesi gerekir.
Dünyanın her yerinde lider önemlidir ama bizim toplumumuzda çok daha değer bulur ve seçmen lidere
inancı ve güvenciyle oy verir. Liderin yaşayışına, dürüstlüğüne, cesaretine, bilgisine samimiyetine
bakarak değerlendirme yaparken, lider lider olmanın en önemli özelliği olan toplumu ardına alma
gücüyle güçlüdür.
İşte bu anlayışlar çerçevesinde lider parti kadro ve teşkilatlarını kurar. Teşkilatlar halkla ne kadar
samimi ve yakın ilişki kurar ve onlarla aynı hayatı paylaşabilirse başarı gelir. Yani lider aynı zamanda
doğru kadro ve teşkilatı kurması oranında başarı kazanır.
Bu çerçevede benim kendi siyasi tecrübemle küçük bir ilçeden genel ülke çapına bir yansıma
sunacağım.
İzmir Urla ilçesinde belediye başkan aday adayı olarak müracaat etmeme rağmen aynı zamanda İzmir
Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan sayın Binali Yıldırım seni Güzelbahçe’den aday yapacağız
dediğinde ne ve nerede görev verilirse emre amadeyim diyerek kabul ettim.
Daha önce devlet memuru olduğumdan siyasetin işleyiş mekanizmasını bilmediğimden ve Güzelbahçe
teşkilatı ile ilişkilerimin iyi olması dolayısıyla kucaklaşacağımızı düşünmüştüm. Fakat daha başta eski
ilçe Başkanı Kerim Çetin mevcut ilçe başkanı Kadri Kahrıman’ın başarısı için çalışmam deyip karşıma
çıktı.
Yine aday adayı olan arkadaşlar belediye meclis üyesi olarak ilk iki sırada yer bulamayınca (benim
insiyatifim dışında il yönetimince) onlarda karşıma geçti. Bana abi diyen kurucu ilçe başkanı beni aday
olarak tavsiye eden kişi olmasına rağmen DSP adayının posterini binasına asarak tümüyle DSP adayına
çalıştı. Zaman geçtikçe DSP adayıyla büyükşehirde Ak Partiye oy verme sözü karşılığı anlaşıldığı
duyumları aldım. Bizzat genel başkan yardımcısı Nükhet Hotar’ın adamı eski ilçe başkanı Kerim Çetin
DSP ile çalışmanın liderliğini yaptı ve sonuç Güzelbahçe’de hezimet olduğu gibi büyükşehiri de
kaybettik.
Bu tecrübemle siyasette ihaneti bizzat yaşadım. İhanetin sebebi ben değildim. Herkes daha önce bana
saygı ve sevgiyle davranarak abi diyordu. Peki sebep neydi? İşte mesele bu. Çıkar. Görev verilmeyince
veya görevden alınınca yada birinin adamı olarak görev verilenlerin tutumu bu olmaktaydı.
Daha da ilginci seçim sürecideDSP ye çalışanların seçim sonrası genel başkan yardımcısı Nükhet Hotar’ın adamı Kerim
Çetin etkisiyle ilçe yönetimine gelmesiydi.
Yani adeta sırtımdan hançerleyenler ödüllendirildi.
İşte bütün olay bu. İlçe yönetimine kimi hangi amaçla seçiyorsunuz? Üst yönetimdeki birinin adamı
olduğu ve maddi katkı sağladığı için teşkilata yönetici seçimi başarısızlığı getirmektedir.
Şimdi bunu bütün ülke çapında düşündüğümüzde sonuç son seçim oldu.
Lidere ve davaya sadakat ve liyakat önem kazanamayınca yönetimden alınanlar karşınıza geçerler.
Ben bütün bu ihanetlere rağmen dimdik ve daha da güçlü bir inançla davamıza ve liderimize hiçbir
makam ve çıkar elde etmeden (şu anda İzmir dışında bir özel hastanede çalışıyorum. Hiçbir makam ce
çıkar elde etmediğim gibi bütün varlığımı harcadım) mücadele ederken bahsettiğim kişilerin hiçbirisi
ortalıkta yok. Daha da kötüsü karşı taraflar. Çünkü rüzgâra göre yelken ve yön değiştiriyorlar ve kürek
çekme zahmetinde bulunmuyorlar.
Sonra da reis yalnız diyoruz.
İşte yaşadığımız A. Gül, A. Babacan ve A. Davutoğlu örneği de aynı özelliktedir. Bu kişileri canı pahasına
bu görevlere getiren R. T. Erdoğan görevden alınca sırttan hançerliyorlar.
Bu sebeple son seçimden alınacak derslerle baştan aşağıya en üstten en alta teşkilat dava adamlarıyla,
vazgeçmeyen, yılmayan, fedakar liyakatli kadrolarla yenilenmelidir.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı. 21.07.2019
sİYASETİ KENDİ KİŞİSEL ÇIKARLARIMIZDAN ARINDIRMADIKÇA MİLLETİ VE DEVLETİ ÜSTÜN TUTMADIKÇA VE TÜM BUNLARIN ÜSTÜNDE İSLAMI HAYATIMIZA YAYMADIKÇA BİZDEN ADAM OLMAZ.
SELAMLAR SAYGILAR.
Allah razı olsun kardeşim