ABD VE NATO NEDEN ERDOĞAN’I HEDEF GÖSTERDİ, HEDEF ERDOĞAN MI YOKSA TÜRKİYE Mİ?
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 20 Kasım 2017
Norveç’teki NATO tatbikatında, Atatürk ve Erdoğan düşman hedef gösterildi ve askeri kanalda açılan sahte hesaplarla R. T. Erdoğan ağzıyla düşman gösterilecek yayınlar yapıldı. Bu, yapılanlar Türk askerinin de bulunduğu bir tatbikatta NATO gibi dünyanın en güçlü ve disiplinli silahlı kuvvetinde tesadüf olabilir mi?
Öncelikle Türk askerinin bulunduğu tatbikatta yapılması gözden kaçan bir şey olmadığını, aksine gözümüze sokarak dik duran emir dinlemeyen Türkiye’nin düşman olduğunu gösterdiler. Bunu Türk askerinin bulunmadığı bir tatbikatta yapabilirlerdi ve yine düşmanca bir davranış olurdu. Fakat Türk askerinin bulunduğu tatbikatta yapılması artık hiçbir çekincelerinin olmadığı ve açıkça düşmanımızsınız bunu görün diyerek başımıza tokmakla sokmaya çalışmaktır. Peki, bunu niçin yaptılar?
Bu sorunun cevabını vermek için Türkiye’de ve bölgemizdeki gelişmeleri gözden geçirmek gerekir.
Türkiye’de olanlar:
1- 28 Şubat 1997 postmodern darbesiyle 1000 yıl sürecek ABD nin kontrolünde olacak ve D8 gibi İslam ülkelerinin bir araya getirmek gibi düşünce ve girişimlerin artık tarih olduğu düşünülürken, 3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara gelen Ak Parti Ve R. T. Erdoğan iktidarının hiç de umulmayacak şekilde Türkiye’de ufuk ve zihniyet değişikliğini gerçekleştirmesi.
a-Türkiye şanlı tarihini ve ruhunu adeta şahlandırdı. Artık Türk Milleti pısırık olmaktan sıyrılarak biz yaparız, güçlüyüz, gereğinde şehit oluruz ve bizi kimse yönetemez tarihi şuurunun canlanması.
b- Artık Türkiye, D8 ötesinde sadece İslam dünyasını değil bütün mazlum ülkeleri birleştirme ve lider olma idealinde büyük yol alması.
c- Türkiye’nin emperyalistlerin sömürdükleri bölgelere girerek büyük elçilikler açarak, ticari ve siyasi gelişmeler yapması ve bu bölge insanlarının da uyanması.
d- Türkiye, Dünya 5 den büyüktür diyerek hegemonların sömürgeci zihniyetini haykırması.
2- Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olması, IMF ye borçların kapanması ile Kemal Derviş gibi sömürge valilerinin ve IMF memurlarının Türkiye’yi yönetememesi.
3- Türkiye’nin dünyada ilk sıralarda gelen büyüme oranları ile Batı arasındaki makası kapatması ve birçok batı ülkesini geçmesi ve bunun durdurulamaması.
4- Türkiye uygulanan ambargoları yerle bir ederek milli uydu ve istihbaratı ile ABD nin yalancı istihbarat alışverişinden kurtulması, milli İHA SİHA, helikopter, tank, gemi, denizaltı ve sayamayacağımız birçok milli silahlarla donanması ve bu şekilde askeri operasyonlar yapabilmesi.
5- Türkiye üzerinde yapılmaya çalışılan darbeler ve her türlü kumpasın başarısız olması.
6- Türkiye’ye bölge üzerinde oynanan oyunlarda sessiz kalması ve boyun eğmesi telkinlerinin aksine oyunları bozan ve kendi oyununu oynayan siyasi, askeri ve ekonomik girişimlerde bulunması.
7- Türkiye’de 7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrası yapılan girişimlerin boşa çıkması, PKK vasıtasıyla başlatılan hendek terörünün güçlü bir şekilde yok edilmesi ve bölge insanı üzerinde PKK nın gücünün azalması.
8- 7 Haziranda başarılıyor gibi görülen Ak Partinin zayıflatılması ve Erdoğan’ın güçsüz ve itibarsız bırakılma çabalarının 1 Kasımda Ak Partinin rekor oyuyla yerle bir edilmesi.
9- Bütün bunlardan sonra elde kalan tek çare olarak FETÖ eliyle 15 Temmuz darbesi hain planının Türk Milletinin “yürü millet yürüsün ardından” diyen R. T. Erdoğan’ın arkasında şehit olma pahasına tankları, uçakları alt ederek dünyada eşi görülmemiş bir zafer kazanması
10- Bütün bunların sonucu olarak R. T. Erdoğan’ın giderek artan gücüyle MHP yi de yanına alarak 16 Nisan 2017 de referandumla başkanlık sistemine geçilmesini sağlaması ve ilk seçimde başkan seçilmesinin kesin olması.
Bölgemizde olanlar:
1- Arap Baharı ile Mısır, Libya ve Tunus’ta R. T. Erdoğan ve Türkiye’nin lider kabul edildiği yönetimlerin oluşması, Mısır’da yapılan darbe ve Libya’da kışkırtılan aşiret savaşlarına ve Tunus’ta her türlü aleyhte propagandaya rağmen Erdoğan yolunda giden NAHDA nın iktidara gelmesi ve bu ülkeler insanlarının gönlünde ve beyninde Erdoğan liderliğinin ve zihniyetinin yerleşmesi ve eni sonu iktidara geleceklerinin görülmesi.
2- Irak ve Suriye’de oynanan bütün oyunları bozması, Rusya ve İran’la anlaşarak Suriye’ye girmesi ve en son Kuzey Irak Referandumunu İran ve Irak’la birlikte yerle bir etmesi.
3- Körfezde Katar üzerinden yapılan teslim alma girişimlerinin Türkiye ve Erdoğan’ın gücüyle etkisiz kalması ve Kuveyt’in de buna eklenmesi.
4- Astana girişimleri ile ABD nin Cenevre’de gerçekleştirmek istediği Türkiye’yi kuşatma planlarının akim kalması.
5- Bütün bunlardan sonra gereğinde Türkiye’ye savaş açılması durumunda, bunu Türkiye’nin görerek Rusya’dan S400 füzeleri alması ve teknoloji transferi yapma imkanını kazanması.
6- Şangay birliğiyle flört edilmesi ve Türkiye’nin Şangay enerji başkanlığına üye olmamasına rağmen seçilmesi.
7- Dünyada gayrisafi milli hasılasına göre dünyada mazlumlara en çok yardım eden ülke olarak Batının sömürge anlayışını yıkması.
8- Balkanlarda Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Sırbistan ve Bosna Hersek’le çok sıkı birliktelikler kurması ile Osmanlı haritasını akla getirmesi.
9- Bakü Tiflis Kars Demiryollarının hizmete açılması ve Azerbaycan ve Gürcistan’la güç birliği yaparak yine Osmanlı haritasını kafalara sokması.
10- Son olarak İpek Yolu Kuşağı ile yeni bir ekonomi kuşağı ve gücü oluşturma çabaları.
Eh! bütün bunlar sonunda ABD ve NATO ne yapsın çaresizlik içinde böyle oyunlara başvurdu. İstenen, yönetilebilir ve sonunda boynuna zincir vurulacak bir Türkiye ve bunun önündeki tek engel R. T. Erdoğan. Aynı Sevr ile boynumuza geçirilmek istenen zinciri kıran Mustafa Kemal Atatürk gibi. İşte bu sebeple Atatürk Ve Erdoğan düşman hedefti.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 20.11.2017